Meme kanseri hastalığının ilk iki yıl tekrarlama olasılığının yüksek olduğunu belirten Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Genel Cerrahi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof.Dr. Serdar Saydam, geçen her yıl hastalığın tekrarlama olasılığının düştüğünü söyledi. Tıbbin sunduğu imkanlar sayesinde artık meme kanseri tedavisi gören hastalardan istenen tetkiklerin azaldığını belirten Dr. Saydam, “Eskiden ameliyatını olmuş ya da kemoterapisini görmüş hastalardan çok sayıda tetkik isteniyordu. Hastalar doktoruna neredeyse üç ayda bir gelirdi. Doktoru tamamlanan tetkikleri kontrol edip, hastaya yine bir çok tetkik yazardı. Hastalar hastaneden çıkamazdı. Kadın hastalar hastaneye her gelişlerinde o kötü günlerini hatırlıyor, psikolojileri bozulurdu. Hastaneye tetkik yaptırmaya her gelişlerinde, ‘Hastalığım tekrarladı mı acaba’ diyerek endişeye kapılıyorlardı” diye konuştu.
MAMOGRAFİ VE MUAYENE EN ÖNEMLİ KONTROL YÖNTEMLERİDİR
Tıbbın gelişmesiyle meme kanseri tedavisinde hastaları yoran ve üzen tetkikleri de azalttıklarını belirten Dr. Saydam, “Hastalığın belirtileri ortaya çıktıktan sonra tedavi etmekle belirti ortaya çıkmadan tanı koymak arasında fark olmadığını görünce tetkikleri azalttık. Meme kanseri sonrasında kontrol tetkiklerinde mamografi ve fiziki muayene temeldir. Hastalara bize yardımcı olmaları için kendi kendilerine meme muayenesi yapmayı öğretiyoruz. Memelerinde bir farklılaşma görürlerse hemen doktorlarına başvurmalarını istiyoruz” dedi.
ERKEN EVRE MEME KANSERİNDE PED ÇEKİLMESİNİN ANLAMI YOK
Artık hastalardan rutin kan sayımları, kimyasal tetkikler, kemik taramaları, akciğer filmleri, tomografi, MR, PET gibi tetkikler istemediklerini belirten Dr. Saydam, “Bu tetkikleri rutin olarak istemiyoruz. Ama eğer hasta için gerekliyse tabi ki bu tetkikleri yaptırıyoruz. Hastaları ilk üç yıl üç veya altı ayda bir görüyoruz. 3-5 yıl arasında kontrol süresi 6 ayda bire çıkıyor. Beş yıldan sonra ise yılda bir defa hastayı kontrole çağırıyoruz. Erken evre meme kanserinde yılda bir mamografi çekilmesi yeterlidir. Ne akciğer filmi, ne batın ultrasonu, ne de kemik sintigrafisi istemeye gerek yoktur. Hastaya bilgi verilmezse, “Doktor benden niye tetkik istemiyor” diye düşünebilir. Ama hastalara radyasyonun tehlikeleri ve gereksiz tetkikleri anlattığımızda onlar da memnun kalıyorlar ve uyum sağlıyorlar. Niye hasta bir sürü tetkik yaptırsın” diye konuştu.
HASTALAR DÜZENLİ JİNEKOLOJİK KONTROLDEN GEÇMELİ
Meme kanseri geçiren hastaların düzenli olarak jinekolojik muayeneden geçirilmesi gerektiğine dikkat çeken Dr. Saydam, “Çünkü hastaları tedavi ederken anti hormonal ilaçlar veriyoruz. Bu ilaçların da rahim kanseri riski yaratabiliyor. Tamoksifen( Meme kanserinde kadınlık hormonlarını bloke etmek