Bugra Gökce'nin nikahı Silivri'de kıyıldı!
"Biz cezaevinin önünde Buğrasız bir fotoğraf çektirdik.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne (İBB) yönelik soruşturma kapsamında tutuklanan İstanbul Planlama Ajansı (İPA) Başkanı Buğra Gökce'nin cezaevinde gerçekleşen nikah törenine katıldı. Özel, nikahta şahitlik yapmasının ardından İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nu da cezaevinde ziyaret etti. Ziyaret sonrası açıklamalarda bulunan Özel, yaşananları "düşman hukuku" olarak nitelendirdi ve soruşturmaya sert tepki gösterdi.
Özel, Gökce'nin eşi Filiz Kahveci'nin ailesinin nikaha katılmasına önce izin verilmemesine de değinerek, kararın son anda değişmesini sağlayan "vicdanlı bir sese" teşekkür etti. Ancak, "Bize bu düşman hukukunu uygulayan kirli ve kötü akla da en büyük tepkimizi göstermeye devam edeceğiz" şeklinde konuştu.
Özel'in açıklamalarından öne çıkan noktalar:
- Aileye nikah izni verilmemesi tepki çekti.
- Adalet Bakanlığı son anda aile katılımına onay verdi.
- Özel, "düşman hukuku" eleştirisinde bulundu.
Özel'den Cezaevi Önünde Sert Eleştiriler
Özgür Özel, cezaevi önünde yaptığı açıklamada, "Özünde çok hayırlı bir iş için geldik ama bu hayırlı işi bu uğursuz mekânda yapmak zorunda kaldık" dedi. Gökce ve Kahveci çiftine mutluluklar dileyen Özel, "Bu töreni çok daha neşeli ve kalabalık şekilde tekrar edeceğiz" ifadelerini kullandı.
İmamoğlu'nun Durumu Hakkında Bilgi Verdi
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun cezaevindeki durumu hakkında da bilgi veren Özel, "İmamoğlu 7 metrelik hücrede, yerin 7 kat dibinde değil, göğün 7 kat üstünde bir moralle duruyor. Onu içeride tutanlar saraylarda oturuyor ama psikolojik olarak yerin dibindeler" şeklinde konuştu.
İBB Soruşturması: Usulsüzlük İddiaları
Soruşturmada usulsüzlükler olduğunu savunan Özel, AK Parti dönemindeki yolsuzluklara göz yumulduğunu iddia etti. İBB'ye ait billboard ihalelerinin Sayıştay tarafından denetlenmiş ve uygun bulunmuş olmasına rağmen savcıların suç üretmeye çalıştığını belirten Özel, "Rüşvet verdim de seni salayım deniyor" dedi.
Özel, İBB yönetiminin halkın memnuniyeti nedeniyle hedef alındığını savundu:
- Ekrem Başkan’ı içeride tutmak, Kent Lokantası’ndan, anne karttan, okul beslenme desteğinden memnuniyet duyan halkı cezalandırmak demek.
- Darbe bu hizmetlere karşı yapılıyor.
- Erdoğan’ın yeni anayasa çağrısına da yanıt veren Özel, geçmişteki anayasa değişikliklerini hatırlattı:
- 2010’da anayasa diyerek devleti FETÖ’ye teslim ettiler.
- 2017’de Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi geldi, bu halk hiç gülmedi. Şimdi yeniden anayasa diyorlar ama önce adaleti sağlamalısınız.
HUKUKSUZLUK İDDİALARI VE DETAYLAR
İmamoğlu'nun özel kalem müdürü Kadriye Kasapoğlu’nun da tutuklanmasına değinen Özel, "Eğer o telefon bir suç aleti olsaydı, delili karartmak isteseydi denize atardı. Ama o delili bilgi işleme verip yönlendirdi. Suçu ne? Ekrem İmamoğlu’nun eski telefonunu kurallara uygun şekilde santrale yönlendirmek mi?" diye sordu.
Dosyalardaki Çelişkiler
Dosyalardaki çelişkilere dikkat çeken Özel, "Yıllar önce alınmış bir arabanın daha önce yurt dışına çıktığını iddia ettiler. Ama Kadriye Hanım o tarihte arabanın sahibi bile değildi. MASAK raporunu gösterdi, yine tutuklamaya çalıştılar" dedi.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel:Özünde çok hayırlı bir iş için geldik. Ama bu hayırlı işi düşman hukuku uygulanan arkadaşlarımızla beraber bu uğursuz mekanda yapmak zorunda kaldık.Onun için öncelikle şunu söyleyeyim. İçeride de evlenme cüzdanını takdim ederken Buğra ve Filiz'e bu töreni tekrarlayacağımızı, milyonların bugün kalbinin burada olduğunu ve çok kalabalık, çok neşeli bir törenle bunu tekrarlayacağımıza olan inancımızı vurgulayarak orada sözlerimi tamamlamıştım. Burada da bunu ifade edeyim.Dün akşam 12'ye 10 kala aileden bir kişiye Genel Başkan'a da izin yok, milletvekillerine de yok. Sonrasında ziyaret yaparlar diye hepimizi çok üzen bir cevapla günü tamamlamıştık.Bugün sabah 7.30-8 itibariyle hangi akıl egemen olduysa, kim vesile olduysa bu kadarına da şükrediyoruz.Hiç olmazsa AK Parti'nin içinde bir vicdanlı ses gitmiş bir şey söylemiş. "Ya aileye izin verelim. Nikah şahidi de Genel Başkan olsun." diye bugün sabah 9 itibariyle bildirildi.Bu kısmına emeği olan kim varsa, her şeye rağmen, sürecin bütününe olan bütün kızgınlığımıza, tepkimize rağmen buna vesile olan kişiye, kişilere teşekkür ederiz.Hiç olmazsa bu analar, bu babalar, bu kardeşler hiç olmazsa işin bu kısmına tanık olabildiler. Bizler şahit olduk Ankara Milletvekilimiz Umut Akdağ'la birlikte.Tabii fotoğraflar büyük bir hızlandırmayla cuma gününe çıkacakmış. Biz cezaevinin önünde Buğrasız bir fotoğraf çektirdik. Gelin hanımın elindeki aile cüzdanı Silivri Cezaevi'nde takdim edildi. O cüzdanı tutan eldeki mendildeki yaşlarda boğulsunlar inşallah.Bize bu düşman hukukunu uygulayan akıl kimse. Bir kez daha aileye anlayış gösterilmesi için sabah devreye giren vicdana teşekkür ama bu düşman hukukunu uygulayan bu kirli ve kötü akla da en büyük tepkilerimizi göstermeye devam ediyoruz.Bizi burada teslim alamazlar. Zulümlerinde gelinlerin ve içerideki annelerin, evlatlarının gözyaşlarında, gelin hanımın gözyaşlarında boğulacaklar. Evlatların gözyaşlarında boğulacaklar.Çünkü ahlaki üstünlük bizde kardeşim. Vicdani üstünlük bizde. Bu yüzden moral üstünlük bizde, psikolojik üstünlük bizde ve bugün akşam Esenler gibi Cumhuriyet Halk Partisi için zor bir meydanda, cumartesi Düzce gibi zor bir meydanda görün bakalım çoğunluk enerjisi kimdeymiş.Kazanacaksanız psikolojik üstünlüğünüz olacak, ahlaki üstünlüğünüz olacak, arkanızda çoğunluk enerjisi olacak. 2002 yılında AKP bunu yakaladığı, uğradığı mağduriyeti çoğunluk enerjisine çevirerek başarmıştı."İMAMOĞLU 7 METRELİK HÜCRET 7 KAT MORALLE DURUYOR"Şu anda Ekrem İmamoğlu, biraz önce ziyaret ettim, 7 metrelik hücrede, yerin 7 kat, göğün 7 kat üstünde büyük bir moralle duruyor. Onu içeride tutanlar sarayda oturuyorlar ama yerin 7 kat dibindeler, o psikoloji içindeler.O yüzden fiziğin, bedenin hapis olması değil, vicdanın hapis olması, vicdanlarda hapse düşmek önemli. Biz vicdanlarda dışarıdayız. Fiziken istedikleri kadar içeride tutmaya kalksınlar. Elbette bu zulüm eninde sonunda son bulacak ve arkadaşlarımız içeri girdikleri gibi alınları açık, başları dik dışarıya çıkacaklar.Bugün ben Kadriye Kasapoğlu'nu ziyaret ettim. Dün söylemiştim, "12 yaşındaki Çınar'ın gözyaşında boğulacaksınız." diye. Bugün Kadriye Hanım'ın gözyaşlarını ama kendisine olan güvenine tanıklık ettim. Kadriye Hanım şunu söylüyor, bütün Türkiye'ye söylüyoruz, "Eğer" diyor, "o telefon bir suç aleti olsaydı ben de delili, suç aletini gizleme ve karartmak niyetinde olsaydım onu yıllar önce bilgi işleme verip de 'Bunu santrale yönlendirin, alet de sizde olsun.' demek yerine denize atsaydım suç aletini, şimdi oğlumun yanındaydım." diyor.Kadriye Hanım'ı ilk aldılar, bir sene önce satın aldığı arabanın 3 yıl önce İpsala'dan çıkmasını, "Rüşvet paralarını bulamıyoruz Türkiye'de. Sen bu arabayla yurt dışına mı kaçırdın?" dediler. Dedi ki: "Ben o arabayı Aralık ayında satın aldım. O dediğiniz bundan 2 sene önce, 3 sene önce, araba benim değildi." Satın aldığı günü, MASAK raporundaki para hareketliliğini ve dekontu gösterdi, şu aracın satın alma parası diye. "Hay Allah!" dediler. Yine de tutuklama talep ettiler. Vicdanlı bir hakim saldı, "Bundan tutuklama mı olur?" diye. Bu sefer telefonu bahane edip getirip başka hakime düşürüp tutuklattılar. Suçu ne? Şu arabada benim telefon olacak. Biriniz getirir misiniz?Suçu ne? Suçu, Ekrem İmamoğlu'nun Beylikdüzü Belediye Başkanı iken kullandığı telefonu, "Beylikdüzü'nden arayan olur, İBB başkanı oldu, havaya girdi, telefonunu değiştirmiş demesinler." diye telefonunu yönlendirmiş ve "Bu telefonu alın, santrale yönlendirin, cihaz sizde dursun." diyen Kadriye Hanım ve bakın...Bakın, "Beylikdüzü Belediye Başkan Adayı Ekrem İmamoğlu" diye kayıtlı bende. Arıyor o numarayı. Numara da 0532 721 03 25. Bu telefon numarası hepimizde olan, Cumhuriyet Halk Partisi'nin 2 milyon üyesinin görebildiği numara.Ekrem İmamoğlu'na sorduklarında telefon numarası mevcut, kullandığı hattını, kendi telefonunu, iki hat kullanıyordu. Daha çok ailesinde, daha az kişide olan numarasını söyleyip sonra "Bir dakika, bir dakika." deyip "Bir de bir numaram daha var." deyip söylediği numara bu sorgu tutanağında. Bu numarayı bulamamışlarmış. Hepimizde kayıtlı her yerde.O cihazı, "Al sen bilgi işlemden, yönlendirmeyi yap, cihaz da sizde dursun, kapalı olsun ama yönlendirin." denilen cihazı bulmuşlar. Kadriye Hanım'a, "Bu cihazı yönlendirdiğin cihazı neden verdin? Vermeyip denize atsa bugün soru yok, cihaz yok." İçinden bir şey çıkmış mı? Bir yazışma, bir çiziktirme hiçbir şey yok, hiçbir şey yok.Bu kadar vicdansızlık olmaz. Olacak bir iş değildir ve buradan şu kadarını söylemek istiyorum: Ekrem İmamoğlu'nun masumiyetine, Kadriye Hanım'ın masumiyetine, Koruma Müdürü Mustafa'nın masumiyetine, belediye başkanlarımızın masumiyetine, burada onlar yüzünden tutulan bürokrat arkadaşlarımızın, sırf bir suç örgütü varmış gibi göstermek için, masumiyetine hepimiz kefiliz. Bugün burada nasıl bu nikaha şahitlik ettiysem ben bu arkadaşların dürüstlüğüne, çalışkanlığına, namuslarına kefilim ve şahitlik ediyorum bir kez daha.
Erdoğan'ın 'İngiliz Muhipleri' Benzetmesine Cevap
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kendisine yönelik "İngiliz Muhipleri Cemiyeti" benzetmesine yanıt veren Özel, "Sait Molla onların yol arkadaşlarıdır. Biz Fatih Sultan Mehmet’in yolundayız. Bizim yolumuzda Namık Kemaller, Jön Türkler, İttihatçılar vardır. Tayyip Bey o dönemde olsa, İngiliz Muhipleri Cemiyeti’nin masasında otururdu" dedi.
Erdoğan'a Kamu Malı Çağrısı
Özel, Erdoğan'a sert sözlerle seslenerek, "Kamu malına eğer ben el uzattıysam bana haram zıkkım olsun. Sen de bunu söyle. Söyleyebiliyor musun? Bizim boğazımızdan bir lokma kamu malı geçmemiştir" ifadelerini kullandı.
Kaynak: Haber Merkezi