Şimşek'in Rezerv Artışı: Carry Trade mi Gerçek Başarı mı? Karabat Ne Diyor?
Şimşek'in rezerv açıklamaları tartışma yarattı! Ekonomist Karabat, artışın carry trade ile sağlandığını, bunun riskli olduğunu ve erken seçim gerektiğini söyledi.
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in Merkez Bankası rezervlerindeki artışa dair açıklamaları, ekonomist Özgür Karabat tarafından eleştirildi. Karabat, bu artışın büyük ölçüde "carry trade" yoluyla sağlandığını ve bunun Türkiye ekonomisi için ciddi riskler taşıdığını iddia etti.
Karabat'a göre, Şimşek'in kamuoyunu yanıltarak gerçek tabloyu gizlediğini belirtiyor. Rezervlerdeki artışın üretim, ihracat veya yatırımla değil, kısa vadeli ve yüksek faiz getirisi arayan sıcak parayla sağlandığını vurguluyor. Bu durumun sürdürülebilir olmadığını ve Türkiye ekonomisini kırılgan hale getirdiğini savunuyor.
ŞİMŞEK'İN REZERV AÇIKLAMALARI TARTIŞMA YARATTI
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, katıldığı televizyon programlarında Merkez Bankası rezervlerinin arttığını ve ekonomik göstergelerin olumlu yönde ilerlediğini belirtiyor. Şimşek, rezervlerin 120 milyar dolar civarında olduğunu ifade ediyor.
Ancak ekonomist Özgür Karabat, Şimşek'in bu açıklamalarının gerçeği yansıtmadığını iddia ediyor. Karabat, rezervlerdeki artışın büyük ölçüde carry trade yoluyla sağlandığını ve bunun Türkiye ekonomisi için ciddi riskler taşıdığını savunuyor.
CARRY TRADE NEDİR VE RİSKLERİ NELERDİR?
Carry trade, düşük faizli bir ülkeden borçlanarak, yüksek faizli bir ülkeye yatırım yapılması işlemidir. Türkiye'de son dönemde uygulanan yüksek faiz politikası, carry trade için cazip bir ortam oluşturdu.
* Yüksek Getiri: Carry trade, yatırımcılara kısa sürede yüksek getiri sağlayabilir.
* Kur Riski: Ancak, döviz kurundaki dalgalanmalar, yatırımcıların zarar etmesine neden olabilir.
* Ekonomik İstikrarsızlık: Carry trade, ülkenin ekonomisini kırılgan hale getirebilir ve ani sermaye çıkışlarına yol açabilir.
KARABAT: "TÜRKİYE BU YÜKÜ KALDIRAMAZ"
Özgür Karabat, Türkiye ekonomisinin her yıl 40 milyar dolar faiz ödeyecek gücü olmadığını belirtiyor. Enflasyonun ve faizlerin ciddi miktarda gerilemeyeceği bu senaryo ile 2028'e kadar en az 150-160 milyar dolar faiz ödemesi yapmak gerekeceğini ve bu yükü Türkiye'nin kaldıramayacağını ifade ediyor.
Karabat, faize dayalı bu sistemin kısa sürede patlayabileceği ve Türkiye'yi ödemeler dengesi krizine dahi sokabileceği uyarısında bulunuyor. Devalüasyon ve IMF borçlanmaları ile reçete hazırlanabileceğini ancak bunun da çözüm olmayacağını savunuyor.
ERKEN SEÇİM ÇAĞRISI
Karabat, Türkiye'nin AKP ile bir adım dahi yola gidemeyeceğini ve bir an önce erken seçime gidilmesi gerektiğini vurguluyor. Üretim ekonomisi, hukukun üstünlüğü ve güven iklimi ile yeni bir düzen inşa edilmesi gerektiğini belirtiyor.